Wolverine Gitsin!

Bugün Marvel serilerinin gözbebeği olan Wolverine’den bahsedeceğim sizlere. Haftasonu sinema keyfi yapma ümidiyle gittiğim ve hem keyif aldığım hem de ufak tatlı eleştirilerde bulunduğum bir film oldu kendileri. Jean Gray’in ölümünden sonra Logan kendini dağlara vurmuştur. İkinci Dünya Savaşı’nda hayatını kurtardığı Uzakdoğu’nun teknoloji devinin sahibi Yashida artık yaşlanmıştır ve Logan’a veda etmek ister. Japonya’ya doğru yola çıkan Logan, hem güçlerinin zaafını ilk kez bu denli hissedecek hem de Yashida’nın güzel torununu Yakuza’dan korumak için amansız bir mücadele verecek. Hikayenin finali sürpriz gibi görünse de tahmin etmek pek de zor değil. Ayrıca bazı sahnelerde elinde tüm imkanı barındıran sinemacıların Cüneyt Arkınvari stillere yönelmesi bu imkanları ne ölçüde hak ettiklerini düşündürtüyor. Yashida’nın torunu ve Logan arasındaki ilişkide enerji eksikliği aşikar. Ayrıca gereksiz uzun sahneler filmin akıcılığına ve sinerjisine ket vuruyor. Logan’ın DNA’sına işlenmiş mutasyon özelliğini matkapla almaya çalışmaları ise komedi filmlerine yakışır cinsten.Fakat bunları bir yana bıraktığımızda filmin diğer mutantlar yerine Wolverine odaklı olması artı puan kazandırıyor. (Logan’ın kaslarını kesmek için gidenlerden olmayın, şşş çok ayıp.) Ayrıca Viper’ın karakteri şeytani olsa da fiziği ‘’Bu kadınsa ben kalorifer peteğiyim’’ dedirtecek cinsten. Neyse. Logan’ın koruma görevi başladıktan sonra aksiyon sahnelerinin kucağında buluyoruz kendimizi. Özellikle giriş sahnesi olan atom bombasının atılış anı efektlerin suyu çıkarılmadığı için gerçekten başarılı. Yine Japonların meşhur kurşun treni üzerindeki sahneler yarattığı heyecan nedeniyle görülmeye değer. Dövüş sahnelerinde Logan pençelerini bir kılıç gibi kullanıyor ve burda Samuray filmlerine gönderme yapıldığı ortada. İkinci yarıdan sonra film daha da hareketleniyor ve en önemlisi de filmin sonunda jenerik akmaya başlayınca arka koltuktan dürtülmüş gibi yerinizden fırlamayın. Zira filmin özel ve serinin devamıyla ilişkili sahneleri bu andan sonra veriliyor. Hugh Jackman ise ‘’Ben buraya tırnaklarımla geldim’’ dese yanlış bir tabir olmaz çünkü hem pençeleri hem de filmi tek başına sırtlanıyor oluşu Japonların gürültülü bağırışlarını bile yoksaymamızı sağlıyor film içerisinde. Filmde kesme biçme sahneleri 13 yaş sınırına sıkıştırılmış ancak 17 yaş sınırı olan bir DVD çıkarılacağı söylentiler arasında. Tüm eleştirilere rağmen Wolverine yine hayranlarını mutlu edeceğe benziyor.

Bu yayın konuk yazar  Sinem Ülbeği tarafından yazılmıştır. Yazara ela-izmir@hotmail.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Wolverine Film Yorumları

 

Yorumlar

  1. Gerçekten başarılı bir eleştiri olmuş yazınız. Filmi beğenerek izledim ama elbette kendimce bazı eleştirilerim olmuştu filmle ilgi ve siz de tam olarak aklımdaki eleştirileri yazıya dökmüşsünüz. Tebrikler.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder